BEYİN TESTİ NEDİR? Sağ beyin sol beyin testi, alışkanlıklarınızdan ve davranışlarınızdan yola çıkarak beyninizin hangi tarafını daha etkin kullandığınızı tahmin eden bir testtir. Beyin testlerinin başarılı olabilmesi için teste katılan kişinin kendisiyle ilgili soruları doğru cevaplaması gerekir.
ENNEAGRAM TESTİ Testimiz, 9 kişilik tipinin her biri için 6’şar madde olmak üzere toplam 54 maddeden oluşmaktadır. Her maddenin size ne kadar uyduğunu göz önüne alarak sorulara cevap veriniz. Sorular sıralı yerleştirildiği için üst üste yüksek ya da düşük puanlar vermeniz normaldir. Sorulara mümkün olduğunca dürüst cevap vermeye çalışınız. 1.İnsanlar ve doğa
Sende herkes gibi ben hem siyahım hem ışık. Seni öyle bir yaparım beni çok daha iyi tanırsın. Sen de çaresiz kalacaksın hem de çok inşallah bir sonsuza kadar çaresiz. Ben Mehdi(a.s) herkes çok iyi bilecek.
AşağıdakiPiksel Testi İçin Tıklayınız butonuna tıklayarak test sayfasına ulaşabilirsiniz. Test sayfasındaki talimatları okuyarak testi başlatabilirsiniz. Hiçbir "ölü piksel testi" size ölü piksel olan noktayı otomatik olarak gösteremez, bu sebeple bu testi gözünüz ile dikkatlice ekrana bakarak yapmalısınız. Ölü
benine kadar tanıyorlar
CsSlVNI. Üzülerek belirtmem gerekir ki, toplumumuzda da dedikoduların arkası hiç kesilmemektedir. İnsanlar, sanki dedikodu yapınca rahatlıyorlar. Halbuki bu dedikodular insanların arasını bozuyor. Eğer dedikoduların yaşamınızda etkili olmasını istemiyorsanız lütfen bana gönderilen aşağıdaki anlatımı mail okuyunuz. * * * Bir gün bir tanıdığı büyük filozof Sokrates’e rastladı ve dedi ki “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” “Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrates, “Bana bir şey söylemeden önce seni küçük bir test ten geçmeni istiyorum. Buna üçlü filtre testi’ deniyor.” “Üçlü Filtre?” “Doğru” diye devam etti Sokrates. “Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce bir süre durup söyleyeceklerini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Birinci filtre Gerçek Filtresi’ Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçeği yansıttığından emin misin?” “Hayır,” dedi bir süre duraklayan adam… “Aslında bunu sadece duydum ve…” “Tamam,” dedi Sokrates. “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim; İyilik Filtresi’. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?” “Hayır, tam tersi…” “Öyleyse,” diye devam etti Sokrates. “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. İşe Yararlılık Filtresi’. Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?” “Hayır, gerçekten pek işine yaramayabilir…” “İyi,” dedi Sokrates derin bir nefesin ardından. “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı bir şey de değilse bana niye söyleyesin ki?” Bu Sokrates’in iyi bir filozof sayılmasından önce, aklı ile büyük itibar, saygı görmesinin sebebiydi. Aklı ile kendini ve dostlarını toplumsal travmalardan korumasını bildiği gibi, bu konuda örnek bir eğitmendi de… * * * Yakın ve sevdiğiniz herhangi bir arkadaşınız hakkında başıboş konuşmalar duyduğunuz her sefer bu üç filtre testini kullanınız. Hem ilişkinizi, hem saygınlığınızı korumanız için faydalı bir yoldur. İstanbul, 7 Nisan 2013 Kaynak Felsefe Anekdotları Yakamoz yayınları
Turizm kenti Antalya’nın işlek caddelerinde 3 yıldır dilendiği öğrenilen yine bugün öğle saatlerinde dilenmeye çıktı. İki ayağı şiş ve yaralar içinde kambur şekilde eline aldığı bir kutuyla dilenen gence bazı vatandaşların para verme anları kısa süre içinde dilenerek topladığı içinde yabancı paraların da bulunduğu paraları bir markette sayma anı da cep telefonu kamerasına yansıdı. Normalde dik yürüyebiliyor olmasına rağmen kambur şekilde yine dilenmeye devam eden gence vatandaşlar tepki gösterdi. Tepki karşısında genç, “Beni bütün Antalya tanıyor, vali, kaymakam tanıyor. Sen kim oluyorsun” dedi. Vatandaşın ihbarı üzerine bölgeye gelen Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri, dilenciyi zabıta aracına alarak işlem yapmak üzere belediyeye götürdü."İFTİRA ATIYORLAR" Kendisinin görüntülendiğini anlayan “Çek abi çek, yalan diyenlere örnek olsun. Bana iftira atanlara örnek olsun. Slikon yapıyor’ diye ayaklarına benim üstüme iftira atanlara yazıklar olsun. Bende 3 tane çocuk var. Evim kira, elektrik, suyu ödüyorum. İki çocuğumu okutuyorum. Benim üstüme iftira atmayın. Allah görüyor iyiyi kötüyü” diye konuştu."BENİ VALİ BİLE TANIYOR" Vatandaşların tepkisi üzerine caddeden ayrılan bir binanın bahçesine oturdu. Vatandaşlar burada da tepki gösterince “Abi benimle uğraşmayın gidin. Bakım ayağıma, neyine bakacaksınız. Canım yanıyor, benimle uğraşmayın. Allah’ınızdan bulun. Ben kimseyi kandırmıyorum. Benim ayaklarım yara, dikişlerim patlamış. Benim ayağım kangren. Beni herkes tanıyor. Beni bütün Antalya tanıyor, vali, kaymakam tanıyor. Sen kim oluyorsun” dedi."3 YILDIR BURALARDA"Tepki gösteren vatandaşlardan Şahin Güzel, “Ben bu şahsı yaklaşık 3 yıldır tanıyorum. Ayaklarına takma bir şey takıyordur büyük ihtimal. Çünkü 3 seneden beri yaraları aynı yerde ve düzelmiş bir şekilde kendisini bugün gördüm. Her gördüğümde yamuk yumuk yürüyordu. Ama zabıta geliyor’ deyince paralarını alıp avucuna koydu, hızlı şekilde yürümeye başladı. Gerçek rahatsızlığı olan bir kişi hızlı şekilde gider mi, kaçtı gitti” diye konuştu."EURO BİLE ÇIKTI" Öte yandan kısa süre içinde topladığı paraları bozdurmak için geldiği bir markette sayması cep telefonu kamerasına yansıdı. saydığı kağıt paralar içinde lira ve yabancı paralarla birlikte 100 euro da olduğu görüldü. Markette görüntülenen "Düşüyor bana 50 euro, 100 euro, 200 euro, çarşıdayım ya Almanların içinde 500 euro" sözleri kameralara Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekiplerince hakkında birçok kez işlem yapılan ayakları için tedaviyi kabul etmediği ve dilenmeye devam ettiği öğrenildi. Öte yandan durumunun dilencilik yapmak isteyenler için örnek teşkil ettiği ve bu şekilde ayaklarını yapmak için çalışanların olduğu ileri sürüldü. Vatandaşların şikayeti üzerine Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerince hakkında işlem yapılan Kabahatler Kanunu'na göre 187 TL cezai işlem uygulandı.
1. Sizin için belirtmiş olduğumuz kelimeler arasından size uygun olanı seçin. değişken Bir yapı uyumlu bir hal duygulu insan 2. Aşağıdaki üç kelimeden size en uygun olanı seçiniz. bilgili bir insan tahammüllü ve dayanıklı gayretli ve sabır dolu 3. Aşağıdaki üç kelimeden size en uygun olanı seçiniz. kararsız ve karamsar popüler ve idealist tuttuğunu koparan ve bırakmayan 4. Aşağıdaki üç kelimeden size en uygun olanı seçiniz. dirençli ve gayretli dengeli ve oldukca sakin sabırlı ve dirayetli 5. Aşağıdaki üç kelimeden size en uygun olanı seçiniz. utangaç ve çekingen gerçekçi ve doğrucu sağlam ve emin olan
Kim Hyun Joong The Star Magazine’ Röportajı Beni Tanıyor Musun?’ SS501 grubunun lideri Kim Hyun Joong, “The Star” isimli derginin Ocak 2014 yeni yıl özel sayısına “Do You Know Me” – “Beni Tanıyor Musun?” başlıklı bir röportaj ve birbirinden iddialı pozlar verdi. İşte o röportaj Türkçe Çevirisiyle sizlerle! Çevirilerimin kaynak gösterilmeksizin paylaşılması, başka yerlerde yayınlanması kesinlikle yasaktır! Lütfen harcanan emeğe saygı gösterin! *** Kim Hyun Joong The Star Magazine’ Röportajı Beni Tanıyor Musun?’ Muhabir Siz bugün kimi zaman olduğu gibi erkeksi yanınızı gözler önüne seriyorsunuz. Kim Hyun Joong Önceden olduğundan daha fazla “erkeksi” görünmek istiyordum ve düşününce şu anda da erkeksi olduğumu anladım. Ama bununla ilgili düşündüğümde bu durum erkeksi davranmaya çalışan bir çocuğun davranışına benziyordu. Artık bunu yapmama gerek yok. Zaman geçiyor ve doğal olarak bir adama dönüşüyorsun. zaman geçtikçe olgunlaşıp o çocuksu tavırdan kurtulmayı kast ediyor Bugünlerde aklımda olan düşünceler bunlar. Muhabir 2014 yılında 29 yaşınıza gireceksiniz. Daha şimdiden zamanın geçişi hakkında konuşuyorsunuz? KHJ Arkadaşlarımın hepsi 24 yaşındayken tam manasıyla erkeksi görünüyorlardı. Ben bebek yüzlü olduğumdan birazcık geç kaldım sanki. gülüyor Muhabir Yakında başlayacak dizide canlandıracağınız rolün tam manasıyla erkeksi bir karakter olduğunu görüyoruz. KHJ Artık özellikle rolümü oynarken erkeksi görünmeye çalışmıyorum. Hafif ses tonum repliklerimin daha da erkeksi görünmesini sağlıyor. Rol yaparken kendimi zorlamıyorum ama duygularımı rolümü tam manasıyla sergileyecek şekilde kullanmayı öğrendim. Ben pek çok duyguyu ifade edebilecek seyirciye yansıtabilecek bir yaştayım. Aslında şu anda birçok konuda her şey iyi gidiyor. İç dünyamda var olan türlü türlü şeyleri bir seferde dışarı vurabilmek güzel. Muhabir Peki bu defa en fazla dışarı yansıttığınız şey ne? KHJ Bu proje/dizi hissettiğim ve tecrübe ettiğim şeylerin ortaya çıkmasını sağlayan bir araç olacak. Dövüşlere dair hatıralar, yanlış anlaşılmalar, arkadaşlar arasındaki anlaşmazlıklar burada ortaya çıkacak. Eğer ben “yapar gibi görünseydim” numara yapsaydım çok daha tuhaf görünürdü. Muhabir Aktrislerle çalışıyor olmak nasıl? KHJ Jin Se Yeon hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Onunla birlikte daha önce birlikte iş yapmamıştık. Yumuşak huylu olduğundan Im Soo Hyang’dan hoşlandım. O kadınsı değil ve açık sözlü biri. Muhabir Çinli hayranlarınız sizin oraya gitmeniz dolayısıyla mutlu olacaktır. KHJ Olurlar değil mi? Haha. Bu arada ben artık Weibo hesabımı Çin’de kullanılan bir sosyal paylaşım ağı daha aktif kullanmayı planlıyorum. Ajansım benden daha fazla fotoğraf paylaşmamı ve daha fazla takipçi toplamamı rica etti. Haha. Muhabir Size uyan romantik bir karakter var mı? KHJ Romantik… Çok iyi bilmiyorum. Sadık kalarak birisini korumak gibi mi? Şimdilerde Joseon Hanedanı dönemindeki gibi değil. Dürüst olmak gerekirse, bizim kuşağımızda çok fazla “romantik” insan olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar genellikle çıkmayı randevulaşmayı tercih ediyor. Tabii ki bir “romantik” nasıl hisseder biliyorum ama bunun yazarların kaleme aldığı gibi kolay ifade edilebilir olduğunu düşünmüyorum. Muhabir Peki ne yapacaksınız? Şimdiki projeniz “duygusal, romantik bir noir*” olarak tanımlanıyor. noir suç içerikli yapımlara verilen isim. KHJ Bu bir tanıtma yolu. Haha. Ben bunun daha çok bir dönem dizisi olduğunu düşünüyorum. Belli zaman önce çok popüler olmuş “The Wild Generation” Vahşi Nesil dizisine daha yakın denebilir. Dizimizin sıklıkla “The Wild Generation” gibi büyük başarı kazanmış bir dizi ile karşılaştırıldığını duymak bana iyi hissettiriyor. Muhabir Böylesi büyük bir projede yer almaktan dolayı hiç baskı hissediyor musunuz? KHJ Hayır. Dizinin maliyetinin 3 milyar won’dan az ya da 15 milyar won olmasıyla ilgilenmiyorum. Gerçekten… İlgilenmiyorum. Ben “Bu dizi işte bu” durumuna ne zaman geldik bilmiyorum. Muhabir Peki dizi çekimleri rahat geçiyor mu? KHJ Çok fazla kısıtlama olduğundan ortam rahatsız olsa da keyifli. Bunun iyi oyuncular nedeniyle mümkün olabildiğini düşünüyorum… Buna “takım” demek doğru olur. İnsanların birlikte çalışması ve birbirlerine “yemeğini yedin mi?” diye sorması bana bir takımın parçasıymışım gibi hissettiriyor ki daha önce böyle bir şey hissetmemiştim. Sevdiğim şey bu. Ülke içinde bir yerde birlikte sıkışıp kaldığında birbirini tanımaya çalışmaktan başka şansın yok. Anlatmaya çalıştığı dizi platosunda sürekli birlikte vakit geçirmekleri gerektiğinden zamanla birbirlerini tanımaya başlamışlar ki bu sayede bir “takım” olabilmişler. Muhabir Peki, biz dizide çok sayıda romantik sahne görmeyi beklemeli miyiz? Dürüst olmak gerekirse eski dizilerinizde çok sayıda aşk meşk sahnesi vardı. Örneğin Boys Over Flowers dizisinde “Beyaz bir yelken ve rüzgar olduğu sürece her yere gidebilirim” şeklinde bir repliğiniz vardı. KHJ Şimdiki replikler çok daha gerçekçi olduğundan canlandırmak daha kolay. Dürüst olmak gerekirse ben çoğunlukla dövüş sahnesi çektim, henüz romantik sahne çekmeye fırsat olmadı. Muhabir İyi dövüşüyor musunuz? KHJ Evet, Eğleniyorum ? Ben birisine vurmaktansa dayak yemenin daha iyi hissettirdiğini fark ettim. Muhabir Yakında Çin’de devam edecek çekimler eğlenceli olacağa benziyor. KHJ Aslında çekimler bir ay sürecekti ama öyle görünüyor ki biz orada sadece 2 hafta kalabileceğiz ve bu işleri zorlaştıracak. Ama bunu merakla bekliyorum. HongKong’lu aktör Jackie Chen’de şu anda bizim Çin’deki setimizde çekim yapıyor. Onun film çekimi için seti aldığını duydum. Jackie Chen’i görmek ve dizinin çekimlerini yapmak eğlenceli olacak. Muhabir Çok sayıda hayrana sahipsiniz ve çok sayıda hayran da kazanma potansiyeline sahipsiniz. Dünyanın dört bir yanındaki insanların her hareketinizi izlemesi nasıl hissettiriyor? Güney Amerika’da bir derginin kapağında yer aldınız. KHJ İyi hissettiriyor. Ekim ayında Japonya’da konserler verdim, çok sayıda hayranım beni karşılamaya geldi ve bu beni mutlu etti. Ama dürüst olmak gerekirse deniz aşırı ülkelerdeki hayranlarımın beni çok iyi tanıdığını düşünmüyorum. Onlar beni değil Boys Over Flowers’taki Ji Hoo’yu tanıyor. [Çevirmen notu Sen öyle zannediyorsun KHJ^^] Benim oradayken yaptıklarıma hayranlarımın alışık olmadığını görüyorum. İlk defa ziyaret ettiğim ülkelerde dans ettiğimde onlar “Ji Hoo iyi dans ediyor” diyor. Onlar benim şarkıcı olduğumu biliyor ama ilk defa beni o şekilde Ji Hoo karakteriyle tanımışlardı. Onlar şaşırıyorlar, bir şey diyemiyorlar. Ben fiziki olarak Boys Over Flowers’ta olduğumdan daha formdayım. Muhabir Bunun nasıl başladığını biliyorsunuz. Öncelikle insanlar görünüşe aşık olur ardından daha önce dahil olduğun projeleri/işleri araştırmaya başlar. KHJ Bunu anlıyorum. Hepsinden öte dil engeli mevcut. gülüyor Benim Miranda Kerr’den hoşlanıyor olmam ama onun karakteri hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor oluşum da öyle değil mi? Her şey böyle başlar ve sen onda ilgini çeken yanlardan yola çıkarak onu anlamaya/tanımaya başlarsın. Muhabir Bu yüzden ki “insanları okuma/tanıma konusunda başarılı” diye bir şey var. Sanırım sizde onlardan birisiniz. KHJ Gerçekten değilim. Ben insanlara kolayca güvenen biri değilim ama iyi insanları fark etmemi sağlayan bir sezgim var denebilir. Örneğin; Dalhwan hyung abi bugünlerde çekim yaptığım biri ve ben sadece birkaç kelime konuştuktan sonra ona dair iyi bir izlenim edindim. Ben normalde gözlerinin içine bakamadığım insanlarla içki içmem ama Dalhwan hyun ile birlikte sarhoş olduk. Ben onunda bir başına seyahat etmekten hoşlandığını fark ettim ve sette çalışma konusunda benzer ilkelerimiz olduğunu gördüm. Muhabir Haha. Eğlence sektöründeki iyi içki içebilen kişilerden olduğunu biliyoruz. Ama ekranlardan size dair edinilen ilk izlenime bakılırsa sizinle içki içmek zor bir şeymiş gibi görünüyor. KHJ Rahatsız ortamlardayken içki içmeyi sevmiyorum. Bunun nedeni içki içerken keyif alıyor olmam ve rahatsız hissederken keyifli geçecek zamanları mahvetmek istememem. Muhabir İçki içme limitiniz nedir? KHJ 4 şişe soju. Ben sadece soju içmeye alışkındım ama sert likör ve birazcık şarabın tadını da sevmeyi öğrendim. Dürüst olmak gerekirse daha önce alkolün tadını bilmiyordum. Ama artık alkolün tadını almaya başladığımı hissediyorum. Muhabir Bu açıdan bakarak röportaja başladım ama dikkatim dağıldı. Bu yüzden gerçekten sormak istediğim şeyi soramıyorum. Sizin kadar iyi görünümlü insanlar görünümleriyle mutlu mudur? KHJ Ben memnunum. Tabii ki çok sayıda iyi görünümlü insan var. İlk aklıma gelen kişi Leonardo Di Caprio. Ben kendimi şu anda olduğum gibi seviyorum. Muhabir Bu arada siz sadece iyi görünümlü bir yıldız değilsiniz… Birazcık 4D yanınızdan konuşacak olursak… KHJ Sanırım ben hayatımı kaygısız bir şekilde yaşıyorum… Haha. Diğer insanların bana nasıl baktığıyla ilgilenmiyorum ve ne yapmak istiyorsam onu yapıyorum. Bu sayede hayatımı kısıtlamalar olmaksızın yaşayabiliyorum. Muhabir Ben sizin bir şeyi yapmayı istediğinizde elinizden gelen her şeyi yaptığınızı duydum. Gerçekten yapmak istediğiniz şey ne? KHJ Tabii ki oyunculuk ve şarkıcılık. Ayrıca bisikletime atlamak ve ülkeyi karış karış gezmek istiyorum. Bir triatlon*a katılmak triatlon yüzme, bisiklet ve koşu sporlarının peş peşe yapıldığı yarışmadır, yelken sertifikası almak istiyorum. Yaşlandığımda Jeju adasında bir scuba tüplü dalış merkezi açmak istiyorum. Amacım para kazanmak değil sadece hobi için. Muhabir Her zaman istediğiniz şeyi yapamazsınız. Olan biten şeyler nedeniyle stresli/gergin hissettiğinizde bundan kurtulmak için ne yaparsınız? KHJ Yapamayacağın şeyler dışında ne yapmak istiyorsan yapmalısın. Muhabir Yapmak istediğiniz şeyler arasında birisiyle çıkmak var mı? KHJ Çıkmak… Pek değil. Bugünlerde sevdiğim kimse yok. Ben hep ciddi konular üzerine konuşmadan, güzel bir şekilde sohbet edebildiğim insanlardan hoşlanıyorum. Etrafımda olmasından mutluluk duyduğum insanlardan birini tanıyorsunuz. Ben Tak Jae-Hoon gibi insanlardan hoşlanıyorum. Muhabir Siz birisiyle birlikteyken “her şeyini veren/her şeyi yapan” biri olarak biliniyorsunuz. Eğer yeniden biriyle birlikte olursanız bunu yapar mısınız? KHJ Evet. “Her şeyi yapabilirim”. Birini seversem eğer bunu neden yapmayayım? Muhabir Ama böyle olduğunda ayrılırsanız eğer canınız daha çok yanar. KHJ Bununla daha sonra yüzleşmelisin. Eğer şu ya da bu konular üzerinde düşünürsen sadece başını ağrıtırsın. Ben “Hadi bugün ne yapabiliyorsak yapalım, yarın da yapabileceğimiz ne varsa yaparız” tarzında bir insanım. Söylemesi biraz tuhaf gelebilir ama ben talihsiz şeyler yaşayıp yarın burada olmayabilirim bile. Bu yüzden yapabildiğin kadar bugünün tadını çıkarmalısın. Muhabir Sizin söylediklerinizden hâlâ yaşam ilkenizin “Sadece bir kere yaşayacaksın” olduğunu anlıyorum. KHJ Evet. Sadece bir kez yaşayacaksın. Hayatımı endişe ederek yaşamak istemiyorum. 20 yaşındayken yapabileceğim her şeyi yaparak, 30 yaşına geldiğimde yapabileceğim her şeyi yaparak hayatımın tadını çıkarmak istiyorum. 40-50 yaşına dek gece gündüz çalışıp para biriktirdin diyelim, 50 yaşına geldiğinde “Artık yeterince para biriktirdim, futbol oynayabilirim” dediğinde bunu yapman mümkün değil. Muhabir Sorular kısa yanıtları da kısa oldu. Ama bu eğlenceli hatta daha fazlası. Ancak onların da bir felsefesi var. KHJ Sanırım bunun nedeni benim aceleci oluşum. Bir şeyi yapmaya karar verdiysem eğer somurtup durmanın ne anlamı var? Biz böyle davranarak sadece birbirimizin sinirini gereceğiz. Bir şeyi yaparken keyifle ve olabildiğince çabuk yapmalıyız. Muhabir Bunu dizilerde yapmak zor olmalı. KHJ Beklemelisin. Bu her zaman kendi başına yapabileceğin bir şey değil. Benim kontrolüm altında olan her şeyi çabucak ve keyifle yaparım. Muhabir Bu hayatı eğlenceli bir şekilde yaşamanın yolu gibi görünüyor. KHJ Röportajdan sonra yapacak çok fazla keyifli şey var. Muhabir Gerçekten mi? Ben röportajdan sonra çekimler için Young-wal’a doğru yola çıkacağınızı duymuştum. Haha. KHJ İkisinin arası da eğlenceli olacaktır. Peki… Anlaşmaya ne dersin? Biz son soruymuş gibi 3 soru daha yanıtlasak? Muhabir Peki, bende anlaşma yapmak istiyorum. Siz kendi sorularınızı sorun ve yanıtlayın. KHJ Gelecek planlarımdan bahsetmek istiyorum. Age Of Feelings çekimlerini tamamladıktan sonra bir dizi ve film çekmeyi planlıyorum. Ardından gideceğim. herkes kahkahalara boğulur Tüm söyleyeceğim bu… Hayatıma devam edeceğim. [Güncelleme – Röportajın son kısmının ingilizce çevirisi yeni geldi. O nedenle çevrilip eklenmiştir.] Muhabir Bahsedeceğiniz ikinci şey hangisi? KHJ Bu amacım hakkında. Bir film çekerek kendime meydan okumak istiyorum. Başrol olmama gerek yok. Aşırı sert rollerin bana yakışmadığını biliyorsunuz. Mümkün olursa bir korku filminde belli oranda psikopat birini canlandırmak istiyorum. Alışıldık durum üzere zengin birini canlandırırsam eğer çekimler The Age Of Feelings Inspiring Generation’un aksine daha sıcak olacaktır. Canlandırdığım karakterin maddi açıdan sorunları nedeniyle fiziki olarak zor zamanlar geçiriyorum. Herkes bir kez daha kahkahalara boğuluyor Bugünlerde çok üşüyorum. Muhabir Peki üçüncü şey hangisi? KHJ Evet… Bir amacım daha var. menajerine bakarak konuşuyor Temmuz 2014’te menajerimin küçük kardeşiyle bir triatlona katılmayı planlıyorum. Haha Bu gerçekten hayatımda bir kerecik olsun yapmak istediğim bir şey. Bir süre önce oğlunun hayalini gerçekleştirmek isteyen bir babanın özel b ir ekipman hazırlayıp birlikte triatlonu tamamlamasıyla ilgili bir video izlemiştim. Onu izledikten sonra bunu yaparak kendime meydan okumalıyım dedim. Gerçekten harekete geçiriciydi, mutlaka izlemelisiniz. *Hyun Joong’un bahsettiği video; Dick Hoyt engelli oğlu Rick Hoyt’un hayalini gerçekleştirmek için triatlon’a katılıyor. Muhabir Evet. Bakacağım. Peki… Son soru ile röportajı noktalayacağım. 10 yıl önce çıkışını yapmış Kim Hyun Joong için ne zaman “Duyguların Çağı*”olacak? KHJ’un yeni dizisi Age Of Feelings’e gönderme KHJ Hmm… Henüz burada değil. Daha önce bir röportajda çıkışımın 10. yıl dönümünde hayranlarım için bedava bir konser vermek istediğimi söylemiştim. Bu sözümü tutmak istiyorum. Ama gerçekçi konuşmak gerekirse, bu küçük bir mekanda olabilir değil mi? Han nehri yakınındaki Floating Island Yüzen Ada’da yapalım bunu. Konser için oldukça uygun görünüyor. Haha! Muhabir O kendi röportajını kendi sorduğu soruları triatlon ile bitirdi. Triatlondan bahseden Kim Hyun Joong bana çok yabancı göründü tıpkı deniz aşırı ülkelerde yaşayan hayranların “Ji Hoo Sunbae dans ediyor” yorumu gibiydi. Bununla ilgili düşününce Kim Hyun Joong insanlara kendisini olduğu gibi gösteriyor fakat insanlar onu nasıl görmek istiyorsa öyle görüyor. O çıkış yapalı 9 yıl oldu ve Kim Hyun Joong “The Age Of Feelings” ile ileriye doğru bir adım daha atıyor. Türkçe Çeviri Ice Queen 34 *KAYNAK BELİRTİLMEKSİZİN ÇEVİRİLERİMİN KULLANILMASI KESİNLİKLE YASAKTIR! LÜTFEN EMEĞE SAYGI GÖSTERİN!* Eng. trans. credit Ashley + photo credits own to rightful owners. Sitemizin editörlerinin kişisel olarak hazırladıkları köşe yazıları.
Ben kimim? Çoğumuz bu soruyu yanıtlamanın çok kolay olduğunu düşünür. Ancak çevremizde kendisini olduğundan farklı gören insanlar arttıkça “Acaba ben de onlardan biri miyim” sorusu zihnimizi kurcalayabilir. Kendinizi doğru tanıyıp tanımadığınızı nasıl anlarsınız? Aslında kendimizle ilgili ne kadar çok bilgi edinirsek, kendimizi ve başkalarının bizi nasıl gördüğü konusu daha da karmaşık bir hal alır. Benjamin Franklin bu konuda şöyle diyor “Üç şey aşırı serttir Çelik, elmas ve insanın kendisiyle ilgili algısı.” İnsan doğası Franklin’den sonraki 250 yılda değişmedi, ama kendimizi neden ve ne zaman daha iyi tanımaya çabaladığımız konusunda çok daha bilgili olduğumuz kuşkusuz. Bu da, kendimizi daha iyi tanımanın birtakım yolları olabileceği anlamına geliyor. Aşağıdaki yazı kendinizi daha iyi tanımanıza yardımcı olabilecek bir kılavuz niteliği taşıyor. Kural Alçakgönüllü düşünün Kendinizi müthiş bir dost, harika bir aşçı, olağanüstü bir şarkıcı, ya da iş yerinizdeki en zeki kişi olarak mı görüyorsunuz? Öyle ise, bir olasılıkla - çoğumuz, ya da en azından Batılı çoğunluk için geçerli olan ve her konuda ortalamanın üzerinde bir beceriye sahip olunduğu duygusu olarak tanımlanan - “üstünlük yanılsaması” durumu sizin için de söz konusu olabilir. Bu konuyla ilgili araştırmalar insanların, özellikle de en çok önemsedikleri - en çok arzuladıkları ya da en istemedikleri - özelliklerle ilgili değerlendirmelerinde ciddi bir yanılgıya düştüklerini ortaya koyuyor. Örneğin, Kaliforniya Üniversitesi Kişilik ve Kendini Tanıma Laboratuvarı başkanı Simine Vazire ile meslektaşı Erika Carlson öğrencilerin zeka düzeyleri ile ilgili özbildirimleriyle, IQ testi sonuçları arasında hemen hemen hiçbir bağlantı olmadığını gördüler. Özgüven duygusu yüksek olan kişiler zeka düzeylerini abartırlarken, bu duygudan yoksun olanların kendilerini azımsadıkları görüldü. Çoğumuzun önemsediği bir başka özellik olan fiziksel çekicilik de, aynı nedenden ötürü, kişinin kendisi tarafından değer biçmesi son derece güç olan bir özellik. Vazire, “Bu konuda kendi yaptığımız değerlendirmeler sıfır olmasa bile, sıfıra yakın bir doğrulukta oluyor” diyor. Üstünlük yanılsamasının birtakım yararları olabilir. Bu olguyla ilgili araştırmaların öncülerinden olan Cornell Üniversitesi uzmanlarından David Dunning’e göre, insanlar genelde kendilerinin ortalamanın üzerinde olduklarını düşünürler, çünkü öyle düşünmek onları iyi hissettirir ve bu da ruhsal sağlıkları açısından koruyucu bir etki yaratır. Iowa Eyalet Üniversitesi ruhbilimcilerinden Zlatan Krizan’a göre, kişinin kendisiyle ilgili yanlış bir algıya kapılmasının sağlayacağı olası yararlar zararları yanında devede kulak kalıyor. Krizan, insanların yaşamda ve toplumda ilerleyebilmeleri için neye çaba harcayacakları ve hangi sonuçlar uğruna özgüvenlerini tehlikeye atacakları konusunda birtakım seçimler yapmak zorunda olduklarına dikkat çekiyor. Kendimizle ilgili yanlış bilgiler yanlış seçimler yapmamıza, başkalarıyla ilişkilerimizde çelişkiler yaşamamıza ve sonuçta girişimlerimizde başarısız olmamıza yol açar. Doğal olarak, kimi insanlar ortalamanın üzerinde bir zekaya sahiptirler. Ancak sizin de onlardan biri olup olmadığınızı anlamak istiyorsanız, kendi değer yargılarınıza güvenmektense internet üzerinden uygulanan sınavların sonuçlarına göre bir değerlendirme yapmanız çok daha akılcı bir davranış olur. Kural Fiziksel görünümün önemli olduğunu unutmayın Bu kaçınılmaz bir gerçek. Hepimiz yeni tanıştığımız bir kişinin dış görünüşüne bakıp birkaç saniye içinde onunla ilgili birtakım değerlendirmelerde bulunabiliriz. Çekici bir yüze sahip olanlar genellikle daha dışadönük, yetenekli, zeki ve dahası cinsel açıdan da ortalamadan daha duyarlı kişiler olarak değerlendirilirler. İri gözlü, kemersiz burunlu ve daha yuvarlak yüz hatlarına sahip erkeklerin daha saf ve uysal oldukları düşünülür. Öte yandan, geniş ve keskin hatlı çenelere sahip erkeklerin saldırganlık gibi bildik eril özellikleri taşıdıklarına inanılır. Dudak uçları aşağıya kıvrık, ya da kaşları ters V biçimindeki erkeklere pek güvenilmeyeceği düşünülür. Yine de, bu tür varsayımların yüzde yüz kesin oldukları söylenemez. Yüzlerin dışadönüklük ve vicdanlılık konusunda aldatıcı olabilecekleri yönünde kimi kanıtlar olduğu gibi, testosteron hem yüz hem de davranışları biçimlendiren bir hormon olduğundan, daha eril görünümlü erkekler gerçekten de daha saldırgan olabilirler. Ancak bunun dışında, değer yargılarımızın büyük bir çoğunluğu olsa olsa aşırı genellemelerdir. Bununla birlikte, dünyaya sunduğunuz yüz başkalarının sizi nasıl algıladıkları ve sizinle nasıl etkileşim kurduklarında etkili olur. Örneğin, çekici kişiler iş görüşmelerinde daha başarılı olurlar ve gösterişsiz kişilerden daha yüksek ücret alırlar. Daha yetkin görünen politikacıların seçimlerde kazanma olasılıkları daha yüksektir. Kural Başkalarının gördüklerini görmeye çalışın Olduğumu düşündüğüm gibi biri miyim, yoksa başkalarının beni gördükleri gibi miyim? Bu bilimsel olmaktan çok düşünsel nitelikte bir soru olsa da, kişisel kimliğiniz başkalarıyla kurduğunuz ilişkilerle ilgilidir-etkileşim içinde olduğunuz insanlar size kendinizi görebileceğiniz bir ayna tutarlar. Peki, aynadaki bu yansıma ne denli açık ve nettir? İyi haber şu ki, çoğumuz insanların genelde bizi nasıl gördüklerini az buçuk sezebiliriz. Kötü haber, belirli bir kişinin bizlerle ilgili neler düşündüğü konusunda oldukça bilgisiz olduğumuzdur. Bunun bir nedeni başkalarının bizlerle ilgili olarak gerçekte bildiklerinden çok daha fazla bilgiye sahip olduklarını sanmamızdan kaynaklanır. Göz önünde tutulması gereken bir başka unsur da başkalarının sizi nasıl gördüklerinin onların kişiliklerine göre değiştiği. McGill Üniversitesi’nden Lauren Human tarafından yapılan bir araştırma yaşamlarının farklı yönlerine olumlu bir gözle bakabilen uyumlu kişiliklerin, başkaları konusunda çok daha doğru değerlendirmeler yaptıklarını ortaya koyuyor. Kural Bildiklerinizi unutun Kendinizle ilgili olarak başkalarından daha çok bilgiye sahip olmak gerçekte kişinin kendini tanıması açısından bir engel oluşturabilir. Bu durum okul bahçesinde bile geçerli. Concordia Boylamsal Risk Projesi adlı uzun erimli bir araştırmada 6-14 yaş arasındaki çocuklardan hem kendilerini hem de sınıf arkadaşlarını saldırganlık, sevimlilik ve sosyallik gibi açılardan değerlendirmeleri istendi. Aradan yirmi yıl geçtikten sonra bu kişilerin değerlendirmelerinin erişkin kişilik özellikleriyle çok daha yakından ilintili olduğu görüldü. Bu da haftanın 7 günü 24 saat boyunca kişinin kendi duygu ve düşüncelerine odaklanmasının, o kişinin duygusal dengesizlik ve insaflılık gibi kişisel özellikler konusunda daha anlayışlı davranmasına olanak tanıyabileceğine işaret ediyor. Ne var ki, görece daha kolay gözlenebilen kişilik özellikleri söz konusu olduğunda bu durum bir engel oluşturabilir. Bu durum özellikle de beceri ve yetenekler söz konusu olduğunda geçerlidir. Araştırmalar akademik başarı, mesleksel beceriler ve sportif yetenekler gibi alanlarda kendimizle ilgili çok “kısıtlı” bilgiye sahip olduğumuzu ortaya koyuyor. Ancak uzmanlar yabancı dil yeteneğinin ayrıksı bir durum oluşturduğuna, bunun da büyük ölçüde geri bildirimlerden kaynaklandığına dikkat çekiyorlar ve yabancı bir dili konuşmaya çalışırken sergilenen sorgulayıcı tavırlar ve şaşkın bakışların bu konuda pek de başarılı olmadığımızın bir göstergesi sayıldığını dile getiriyorlar. Yaşamın başka alanlarında yararlı geribildirimler görünürde pek de geçerli olmuyor. Geribildirimler patronlardan geldiğinde bu değerlendirmeler çoğu zaman kuşkulu olabiliyor. İş dışında, insanlar kendilerini daha iyi tanımak için başkalarının bilgilerinden yararlanacakları geribildirimlere gerek duyabilirler. Ancak başkalarının sizlerle ilgili izlenimlerinin toplumsal durumlardan ve o kişilerin kendi özelliklerinden ötürü çarpıtılabileceğini de unutmamak gerekir. Bu durumda dürüst geribildirimler için kimlere güvenmeliyiz? Vazire tam da bu soruya bir yanıt bulmaya çalışıyor ve kişiliğin bu tür değerlendirmeleri nasıl etkilediğini sınamanın yollarını araştırıyor. Bu arada, başkalarını değerlendirme konusunda kendilerine güvenen insanların bu alanda gerçekten de daha başarılı olduklarını belirtiyor. Vazire bir başka öneride de bulunarak, “Bizlerle ilgili en çok bilgiye sahip olanlar bizlere çok yakın olan insanlardır, ama bu kişilerin bir bölümü aynı zamanda da en peşin hükümlü davranışları sergileyenlerdir. Bu durum özellikle de ana babalar için geçerlidir. Yerinizde olsam, onların söyledikleri hiçbir şeyi ciddiye almam,” diye ekliyor. Rita Urgan Özet kaynak New Scientist, 30 Ocak 2016
kim beni iyi taniyor testi